Mine ile Hacer öğle arasında yemeğe
çıkmışlardı. Çevrede ev yemekleri yapan farklı yerleri her gün denemeye
çalışıyorlardı. Yemekler, mekanlar değişiyor ama şikayet ettikleri konular
neredeyse hiç değişmiyordu. Sofranın ana yemeği olarak hep masadaydı ‘bir
şeylerden şikayet etmek…’
Mine, dükkanda çalışan ablanın, yemekleri
biraz daha hızlı servis etmesi için göz göze gelmeye çalışırken, Hacer ile
konuşmaya devam ediyordu.
"Hayat ne kadar da zor. Bence hiç
adil değil. Baksana sabahtan akşama kadar soluksuz çalışıyoruz. Aldığımız
paraya değiyor mu? Millet bu paranın kaç katını yatarak kazanıyor..."
Hacer de dertliydi: "Sorma kızım! Biz
böyle geldik böyle gideriz. Baksana iş yerinde hiç bir şeyin değiştiği yok. Hep
artıyor iş yükü.."
O sırada yanlarına elinde çayıyla Ayşegül
gelir:
"Selam kızlar, nasıl gidiyor?"
Kızlar, Ayşegül’e de anlatırlar da
anlatırlar…
Ayşegül, bitene kadar dikkatle
dinler ve tebessüm ederek başlar konuşmaya:
“Uzun süredir düşünüyorum. İnsanı yormayan
rahat bir yaşam olur mu? İnsanı yormayan derken problem olmayan bir hayatı
kastetmiyorum. Sorunlar olacak ama onları güzel karşılamak, çözmek, çözerken
gülebilmek ve yola devam etmek, mümkün mü?
Bakın size ne anlatacağım...
Bir önceki işyerinden bir arkadaşım vardı.
Başarılı, mutlu, hayatında her şey yolundaymış gibi görünüyordu. Hep onun
şanslı olduğunu düşünürdüm. Ben değil sadece, herkes öyle düşünüyordu.
Kıskançlıkla arkasından söylenmiş birçok şey vardı. Karışık kalabalık laflar...
Ben duyardım çok da aldırış etmezdim ama yine de onun hayatının bizimkilerden
daha kolay olduğuna inanırdım. Bu düşüncelerim onunla arkadaşlığımı ilerletip
bir gece evinde kalana kadar devam etti.
Uzun ve geç biten bir toplantı sonrası
arkadaşımın evinde kaldım. Evi çoğu kişiden farklıydı. Sade ve kullanışlıydı;
az eşyalıydı... İmkanları olmasına rağmen bilinçli bir seçimdi bu. Eşyaların
çoğu ilgi alanı olan şeylere ayrılmıştı. Düzenliydi. Babası ile birlikte
yaşıyordu, amcanın genel durumu çok iyi değildi. Uzun yıllardır solunumla
ilgili bir hastalığı varmış, ağır ilaçlar kullanıyormuş. Çok nadir dışarı
çıkabiliyormuş. Konuştuk, çay içtik, sohbet ettik ve ben uyumak için odama
çekildim. Kendimi yorgun hissettim çünkü koşuşturmalı bir gün geçmişti. O da
benim kadar yorgun olmasına rağmen çalışmaya devam etti. İki saat daha
seslerini duydum. Düşünmekten ben de uyuyamadım... Bilgisayarının sesini ve
karıştırdığı kitapların sesini duyabiliyordum. Sabah olunca da benden önce
uyanmıştı.
Ben kalktığımda o çoktan güne başlamıştı
bile. Sanki geç yatıp erken kalkan o değilmiş gibi enerjik ve canlıydı. Ağzından
hiç şikayet duymamıştım. Onun bir şeyleri şikayet ettiğine hiç rastlamamıştım.
O an fark ettim.
O gün arkadaşımın şanslı değil de sabırlı,
azimli ve gereken sebepleri ortaya koymaya odaklı olduğunu
gördüm. Aslında şanslı değil de sebeplerle ilgilenen bir arkadaşım
vardı. İnsan sebeplerle ilgilenince bir meşguliyeti hareketi oluyor, planları
oluyor. Şikayet, sonuçlarla ilgili bir şey. İnsanın gözü hep sonuçta
olunca şikayet dilinden düşmüyor. "Şimdi neler
yapılabilir?" diye düşünmeye enerjisi kalmıyor.
İnsanın sonuca ulaşması hemen kolay değil,
zaten elinde de değil. Arkadaşım hep elinde olanları daha iyi yapmakla
ilgilenen birisi olduğu için gerginliği, şikayeti, başkalarından beklentisi de
olmuyormuş.
Sonra dönüp şikayet ettiğim ne varsa
koydum önüme. Tek tek hepsiyle yüzleştim ve bu çok ağır oldu. Halbuki ben ne
kadar da boş şeylerle ilgileniyormuşum. Sonra da ben neden mutsuzum, diyorum.
İnsan bunu fark edince, öğlen yemeklerinin
tadı gibi hayatının tadı da değişiyor…
"Hayatın tadı da, mutluluğu da, keyfi de
kendi yapıp ettiklerimdeymiş meğer…”
"İnsan beklentisini doğru yönetebildiğinde mutlu olur.
YH"
Deneyimsel Tasarım Öğretisi ve Adalet
İnsan yakınlarıyla olan ilişkilerinde sadece bir şeylere şikayet etmeyi çikarirsa sadece bunu yapmayı eğer başarırsa bambaşka olur... O kişi değişimi beklesin...
YanıtlaSilAnladığım kadarıyla insan kendine düşeni yapınca ve sabırla bekleyince hayatın tadı o zaman çıkıyor. Şikayete nedir bilmez hale geliyor.
Silİnsan kendi yapması gerekenlere odaklanınca zaten boş vaktide olmuyor ki boş boş kendini üzsün. Bu kadar uğraşın sonunda insanın gözü dinlenmekte olur diye düşünüyorum
SilHer şikayet çözüm becerisini hadım eder. Şu bilgiye bile iman etsek, o şikayetlerin kaçı kalırdı merak ediyorum...
YanıtlaSilBende:)
SilBir çok şeyi farkettiren, şükre yönelten bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık 🥰
YanıtlaSilŞikayet çok lezzetli evet ama şikayet ettikçe insan kendini daha da dibe çekiyor. Oysa ki başını kaldırıp bakınca şikayet ettiği konulardan sıyrılabilecek yolu da buluyor. Baktığımız yöne gidiyoruz, konuştuğumuzu yaşıyoruz.
YanıtlaSilŞikayet gerçek çözümden uzaklaştırıyor..
YanıtlaSilŞikayet, şükürsüzlük… şükürsüz insanın çözüm becerisi yok… Umarım yaşadığından tatmin olanlardan oluruz
YanıtlaSilKaleminize sağlık 🌸
Ah ah neler hatırlattı ellerinize sağlık.
YanıtlaSilŞikayet ve çözüm iki zıt kutup gibi.. şikayet eden çözüm üretemiyor, çözüm üretenin şikayet edecek meselesi kalmıyor. Ve bu ikisi arasındaki seçim yine insanoğluna bırakılmış... Süreçlerimizde doğru tepki verenlerden olalım inşALLAH🤲🏻🌿
YanıtlaSilO zaman şikayetten uzaklaşmak şart:) aminn
SilAminnnn
SilŞikayet ettikçe çözüm kapısı kapanıyor. Kapandikca şikayet ediyoruz. İnsan farketse neler değişecek
YanıtlaSilBir kördüğüm doğru sürükleniyor insan.
SilŞikayet bereketi engelliyor
Silİnsanın olumsuzluk karşısında en kolay yapabildiği şey şikayet etmek. Ama haklıyım... evet gerçekten haklı belki ama hangi şikayet insanı bir sonuca götürür ki? Şikayetinin insana bir faydası var mı? Onu düğünden iyi yapacak mi? Anlık olarak kendine hak veriyor olması, rahatlamaya aslında çözüm hakkını da elinden alıyor toplamda daha mutsuz, daha çözümsüz oluyor. Mesela hep 21 gün şeker diyeti, 21 gün gökten diyeti yapıyoruz da hiç 21 gün şikayet diyeti yapmayı düşündük mü? İlginç ve farkındalık dolu bir diyet olabilir:)
YanıtlaSilHmmm evet çok detayda bir diyet olur. Bu diyete başlarken bile belkide "aaa ama böyle diyet olmaz ki" diye sesler bile duyar gibiyim:)
Sil21 gün şikayet diyeti çok iddialı, belki 7 gün ile deneyebiliriz☺️
SilO zaman hadi ön atak yapalım🤗
Sil"Hayatın tadı da, mutluluğu da, keyfi de kendi yapıp ettiklerimdeymiş meğer…”
SilO zaman yeniden başlayalım :)
Şikayet;günümüz insaninin anlık rahatlama yöntemi:) Hayatındaki esas problemin şikayet olduğunu ve şikayetin aslında şükürsüzlüğün işareti olduğunu bilmemesi ne acı...
YanıtlaSilElinize saglık, şukredenlerden olabiliz insALLAH...
İnsan sadece şikayet edip söylendiğinde probleminin çözümünü de uretemiyor ...kısır döngü yani halbuki enerjisini şikayet etmek yerine probleminin çözüm için harcasa siruj da ortadan kalkacak ..şikayet kisor bir döngüde yaşamaktan öteye gecirmiyor insanı ...
YanıtlaSilKısır bir döngüden öteye geçilmiyor yani
Silİşte bu kısır döngünden çıkış yolu anlatılıyor, takılma toparlanıp yönünü belirle gibi geldi ....
SilAgzınıza sağlık çok güzel olmuş
YanıtlaSilŞikayet insanın çözüm marifetini köreltiyor. Ne kadar güzel anlatılmış. Kaleminize sağlık
YanıtlaSilŞikayet, şikayeti doğuruyor. Karşılaştığımız olaylar, insanlar; somut veya soyut her şeyle ilgili düşündüğümüz ve kelimelere döktüğümüz her şikayet, bir diğerini daha çabuk, daha güçlü ve daha büyük olarak bize geri dönmek üzere kâinata gondermemize sebep oluyor.
YanıtlaSilNe acı bir durum... Bilmeden kendimize çok eziyet etmişiz.
Evet umarım artık bu farkındalıkla şikayet etmeden çözüm üretmeye başlayanlar oluruz
SilBizi mutlu ya da mutsuz eden şey beklentilerimizdir. Umarım beklentimizi doğru yönetebiliriz…
YanıtlaSilŞikayet ettiğinde hareketini neye doğru yapıyorsan oraya doğru seçenekler açılıyor ve gördüklerin seni gerçek probleminden uzağa taşıyor. Yani hem o şeyi gündeminden çıkaramıyorsun hem bu belirsizlik içinde rahatsız oluyorsun ve bununla beraber gerçekte olanı artık göremiyorsun, şikayet ediyorsun. Tamam diyerek Kabulle başlamak tam zıttında hareket etmeyi de beraberinde getirmek ve sonucun değil sebebin takipçisi olmak başarıya götürecek adımlar.
YanıtlaSilİnsanın şikayet ettikçe edesi geliyor ve bu durumda hayatındaki kanalların tıkanmasına sebep oluyor maalesef
YanıtlaSilEmeğinize sağlık...
YanıtlaSilŞikayet çözümü hadım eder. Ve bir süre sonra şikayet edeceği bir şey kalmaz insanın hayatında. İnsan elindekinin kıymetini bildikçe, şükrü de artar. İnşALLAH şükrü çokça olan kullarından olalım🤲🏻🌹
YanıtlaSilSorunlar olacak ama onları güzel karşılamak, çözmek, çözerken gülebilmek ve yola devam etmek, mümkün mü?
YanıtlaSilBu motivasyona ancak sonuçla ilgilenmezsek sahip olabiliriz umarım umarım oluruz:))
Şikayet bizi çözüme götürmediği gibi çözümü görmemize de engel oluyor. Buna rağmen neden şikayet eder insan? Kimbilir belki de anlık olarak rahatlatığı için olabilir.
YanıtlaSil“İnsan beklentisini doğru yönetebildiğinde mutlu olur” .. inşALLAH 🌸
YanıtlaSilNe kadar kolay şikayet etmek, çok iyi hissettiriyor kabını boşaltınca rahatlıyor insan. Ama bu rahatlama ne kadar gerçek, anlık çok iyi aslında boş. Toplamda problemini çözememiş Hatta probleminin sıkıntısını gözünde büyüttükçe büyütmüş ödemesi gereken bedelleri ödeyemezmiş gibi Zihnine bir algı yerleştirmiş olarak ayrılıyor şikayet ettiği şeyden o anlık. Oysa şikayet ettiği şey daha da büyüdü Bu yüzden bir şeylerin olumlu tarafınıda görebilmek şükredebilmek, belki de problemlerin göremediğimiz taraflarını görmemizi sağlar Belki de şikayetlerimizin bitmesine çözümleri
YanıtlaSilgörebilmemize sebep olur...
Şikayet kaşıntı gibidir. Kaşındıkça kaşınası gelir insanın. Şükür bereketi, şikayet derdi arttırır
YanıtlaSilŞikayet neyiii çözmüşşş
YanıtlaSilŞikayet şikayeti getiriyordu oysa ki....
SilKendi sonuçlarımızdan şikayet ediyoruz ve başkalarının sonuçlarını kıskanıyoruz. Ne onların ne de kendimizin sebepleri ile ilgilenmiyoruz. Bize ayna tuttunuz, teşekkürler...
YanıtlaSilİnsan payına razı olsa, ona verilene şükredebilse ne çözümler çıkacak karşısına.
YanıtlaSilHarika bir yazı olmuş... İzninizle paylaşacağım... Elinize sağlık 💐
YanıtlaSil