Hayat sahnesinde, insan konuştu ama konuştuğu kendisi miydi?
Kendisini gerçekten kendisi mi yönetiyordu?
Yoksa kendi zannettiği nefsi miydi?
Onun isteklerine göre yaşıyor olabilir miydi insan?
Nefsinin kontrolüne girmiş olabilir miydi?
İnsanı dizginleyip oradan oraya savuran...
Durmadan konuşan, susmayan Nefis…
Her zaman fazlasını isteyen, haddini hiç bilmeyen…
Nefsini kontrol edemeyen, nefsinin kontrolüne girmiş olan İnsan.
Öyle olmasaydı yanılır, tartışır mıydı?
Öyle olmasaydı nankörlük yapar mıydı İnsan?
Hem başka birine hem de onu var edene?
Öyle olmasa unutabilir miydi onu yaratanı…
Var ettiği gibi yok etmeye de gücü yetenin, hüküm verdiği hayatımızda, oysa konuşmadıklarımız kadar konuştuklarımız da önemliydi.
Sahiden... Konuşmadığımız ama niyet ettiklerimiz neydi?
Ve o niyetlerle neyi getirmiştik dilimizin ucuna kadar?
Konuşmamız gereken yerde sustuğumuz için mi zorlanıyorduk?
Yoksa konuştuklarımızın stilinde hata olduğu için mi?
Şimdi hangi cümleler dökülüyordu ağzımızdan?
Kimdi kulağımıza fısıldayan?
Sözümüzü kime vermiştik?
Gerçeği mi konuşuyorduk, yoksa sahteyi mi?
Gerçeğimizi mi yaşadık , sahtemizi mi?
Ayağımızın altında bir ip; ya doğrudan bahsedecektik ya da doğru elimizden gidecek, yanlışa sürüklenecektik.
İşte bu ipin üzerinde gerçek ve sahteyle verdiğimiz mücadele, hayat sahnemizdi
Hayat sahnemiz ise seçimlerimizdi aslında.
Ya hedefimiz uğruna dönüşecektik o ipin üzerinde
Ya da nefsimize yönelecektik.
Ne ayağımızın altındaki ip hareketsiz bekler.
Ne de senin hareketsiz kalman o ipin hareketini engeller.
O vakit kendi seçimleriyle harekete geçmeli insan.
Çünkü hayatta seçtiklerimizle kendi yolumuzu belirler yol alırız.
İnsan bir yere giderken aslında geride bıraktığından uzaklaşır.
Seçtiklerimiz ve seçmediklerimiz arasında...
O zaman kelimeleri seçmek önemli çünkü İnsan der, demesinde sorun yok
İnsan kime neyi nasıl der, cevabı verilmiş.
Soruların da cevapların da en mükemmel olduğu tek kitapta;
Ya okur uyumlanırız ya da görmezden gelir yok oluruz.
Çünkü her hareketimizin arkasında o ipi çekiştirir, dururuz.
Hiçbir şeyin rastgele hareket etmediği, dünyanın görünmez ipleri...
Hiçbir şeyin rastgele yaşanmadığı ilişkilerimiz, iletişimimiz.
Her şeyin her şeyle ilişkili olduğu bu hayatta,
Doğru zamanda, gerçek ile adım atıyor olmak, gerçeği anlatıyor olmak, aslında tüm mesele değil mi ...
Çünkü hayat sahnesinde çoğu insan sana senden gidecek olanları söyleyecek.
Mesele senin ne söyleyeceğin, senin cevabın.
Mesele o an nefsine ters de gelse gerçeğe uygun konuşman
Çünkü O kitap öyle güzel ki;
Sana nasıl diyeceğinin cevabını verdi.
Ve ALLAH sadece İnsana ‘’ de ki ‘’ dedi.
İnsan onu dedi.
İşte yalnızca o insanlar, gerçek yönünü ve sebeplerini oluşturabildi.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi ve Adalet
Doğru zamanda, gerçek ile adım atıyor olmak, gerçeği anlatıyor olmak.... kalemınıze sağlık
YanıtlaSilGerçek yönü ve sebebi oluşturabilenlerden olabiliriz inşAllah
YanıtlaSilHayat gerçek ile sahte arası seçimlerden oluşan bir süreç ve insan ne derse kendine eder....
YanıtlaSilİnsan ne dedi....
Nasılda düşündürücü. Gerçeğin peşinde bir ömür geçirebilecek olanlara şifa niyetine...
YanıtlaSilşu zamanda Kim gerçek Kim sahte o kadar zorki anlamak rabbim gerçeği görenlerden bulanlardan eylesin hepimizi kaleminize sağlık
YanıtlaSilNefsinin peşinde perişan bir ömür insanoglunun en değerli olanı kaybetmesine sebep oldu...
YanıtlaSil"Çünkü hayatta seçtiklerimizle kendi yolumuzu belirler yol alırız."
YanıtlaSilIşte şu nokta hayatımın dönüm noktası oldu...
Ve daha nice insanın kurtuluşu bir cümle ile başlıyor...
Ne büyük bir aldanış. Desteklenmiş olan insan desteklendiği şeyi inkar etti...
YanıtlaSilHepimizin gerçeklere uyumlu yaşayabilmesi duasıyla 🤲
YanıtlaSilDediklerimiz Allah'ın dedikleriyle uyumlu olsun inşallah
YanıtlaSil