Dünya kadar işinin arasında bir de dikkati dağılmış bir çocukla uğraşıyordu Handan Öğretmen.
“Bir şeye dikkat etmek, bir süre o şey ile ilgilenmek bu kadar mı zor?” diye hayıflandı.
Bir insanın bunu yapabilmesi için ne gerekirdi? Hayıflanmanın dışında bunu gerçekten ilk kez düşünüyordu.
Sınıftaki diğer çocukların da dikkatleri dağılıyordu zaman zaman. Ama Cemil daha en başında zorlanıyordu. Kısa süreliğine dikkatini toplasa bile en ufak bir ses, hareket, koku ile yeniden dağılıyordu.
Handan Öğretmen bu öğrencisine yardımcı olmak istiyordu ama nasıl? Dikkat dağınıklığı ile ilgili tedaviler duymuştu. Yine de bu durumun bir hastalık olduğuna ikna olmayınca, çözümün de ilaç ya da terapi olacağına inanmıyordu. Bunun için başka çözüm yolu olmalıydı.
“Tamam, şimdi dikkatimizi toplayalım ve bu konuyla ilgilenelim.” diye kendi kendine konuşuyordu. Bir yandan da eline kâğıt kalem alıp aklına gelenleri yazıyordu.
- Bir insan bir şeye odaklanırken neye ihtiyaç duyar?
- Odaklanabilen insanlar bunu nasıl başarıyor?
- Dikkat süresi bir potansiyel mi?
- Bu geliştirilebilir bir şey mi?
- Yani mesela önce 5 dakika iken sonra 10 dakika olabilir miydi?
Tüm bu soruları zihninden kâğıda aktarırken hem kendisi için hem de Cemil için bir çok farklı deneyimini birleştirmeye çalıştığını fark ediyordu. Bir öğrencisini kazanmak, onun mutlu ve başarılı olması içindi tüm çabası. Onun için neler yapabileceğini düşünüyordu. Onun için yapacağı şeyin Cemil’in de ihtiyacı olması gerekiyordu. Hemen bir soru düştü aklına ve not aldı:
- İnsan ihtiyacına yönelik mi hareket eder?
Telefonu bozulmuştu bir keresinde de cadde boyu daha önce hiç görmediği telefoncular dikkatini çekmişti. Ev kiralaması gerektiğinde de her yer bir anda emlakçı olmuştu.
Tüm bunların dikkat ile bir bağlantısı olabilir miydi?
Deftere yeni bir not ekliyordu:
- İnsanın neye ihtiyacı varsa onu merak ediyor.
O zaman merak ile odaklanmanın bir bağlantısı oluyordu.
Demek ki Cemil’in ilgilendiği şeyi merak etmesi gerekiyordu.
Handan Öğretmenin tüm bunları yazarken ve düşünürken yüzünde kocaman bir tebessüm oluşuyordu.
“Demek ki” dedi. “Önce ona matematiğe ihtiyacı olduğunu fark ettirmeliyim.”
Deneyimsel Tasarım Öğretisi ve Adalet
Insan merak ettiği şeye dikkat ediyor odaklanıyor.. çok doğru 🌼
YanıtlaSilDikkat problemi o kadar yaygın ki… Çok güzel bir bakış açısı emeğinize sağlık🌿
YanıtlaSilMerak etmediğim şey dikkatimi çekmez. Algım da o yönde değişir. İnsanın neyi merak edeceğine karar vermesi de bu sebeple önemlidir. Ellerinize sağlık
YanıtlaSilşu dönemin en büyük problemi.. çözümüyle birlikte verilmesi hoş
YanıtlaSilİnsan merak eder... Merak ettiği kadar da öğrenir. Öyleyse merak ve öğrenme arasındaki algoritma; Merak -> Konsantrasyon -> Öğrenme olabilir mi?
YanıtlaSilBirisinin derdini dert edinmek ne güzel bir davranış. Böyle yapınca da aklına bir şeylerin düşürülmesi....
YanıtlaSilİnsanın algılaması ile o kadar ilişkili ki.. algısını geliştiremezsek zihnini de geliştiremiyorsun insanın.. önce algısını düzeltmek sonrada zihninde işleyişi düzeltmek gerekiyor.. yenide. Programla.. Ve mümkün.. çok umut verici.. ama tüm bunlar için ihtiyaç hissetmesi gerekli..Tam merkezdeki sorun.. elinize sağlık
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSil